Son günlerde Türk-Yunan ilişkileri yeniden dikkati çekmeye başladı. Rum basını, Yunanistan'ın deniz altı kaynaklarıyla ilgili yaptığı çalışmaların, Türkiye'nin güç ve tehdit algısını göz önünde bulundurarak kısıtlandığını iddia ediyor. Yunanistan’ın, Türkiye’nin askeri gücü ve bölgedeki sismik aramalardaki etkinliği nedeniyle daha temkinli bir tutum sergilediği, yapılan yorumlarda sıkça vurgulanıyor. Bu durum, hem ulusal güvenlik kaygılarını artırmakta hem de bölgedeki enerji rekabetinin seyrini etkilemektedir.
Yunanistan, zengin doğalgaz yatakları ve petrol kaynakları ile dolu deniz altı bölgelerine sahip. Bunun yanı sıra, Akdeniz bölgesindeki enerji savaşları da giderek daha da şiddetli bir hale geliyor. Ancak Rum medyası, Yunanistan hükümetinin bu potansiyeli yeterince değerlendirmediğini ve Türkiye'nin bölgedeki etkisinden çekindiğini öne sürüyor. Yeni bir sismoğrafik araştırma projesi başlatmak için gerekli adımları atmadığı yönünde eleştiriler yapılıyor. Öte yandan, diğer ülkelerin devletleri ile işbirliği yapmanın, Yunanistan'ı Türkiye karşısında daha güçlü bir konuma getireceği ifade ediliyor.
Tarihsel olarak bakıldığında, Yunanistan ve Türkiye arasındaki deniz sınırları, pek çok krize yol açacak şekilde belirsiz olmuştur. 1970'ler ve 1980'lerde yaşanan stratejik çatışmalar, günümüzde de benzer endişelerin tekrar gündeme gelmesine neden olmuştur. Son olarak, Türk keşif gemilerinin Yunan territorial waters içindeki hareketliliği, Atina'nın Yunan deniz kuvvetlerini artırma ve NATO müttefikleri ile daha sıkı işbirliği yapma çabalarına neden olmuştur. Rum basını, Yunan hükümetinin stratejisinin yeterince etkili olmadığını ve Türkiye'nin egemenliği üzerinde artan etkisinin Yunanistan'ın denizaltı zenginliklerini tehdit ettiğini ifade ediyor.
Özetlemek gerekirse, Yunanistan'ın Türkiye ile belirli bir mesafe koyma çabası, deniz altındaki kaynaklar üzerinde var olan potansiyelinden tam anlamıyla faydalanamasına neden oluyor. Her iki ülkenin de enerji ihtiyacı ve stratejik konumları, bu durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Yunanistan'ın ileride nasıl bir yol haritası çizeceği, hem bölgesel hem de uluslararası dinamikler açısından büyük önem taşıyor. Bu süreçte, Yunan hükümeti, Türkiye ile diyalog ve işbirliğini sürdürirken, ulusal güvenliğini de sağlamak adına çeşitli politikalar geliştirmek zorunda kalacak.