Son yıllarda, İstanbul'da artan kiralar, kentin yerleşik sakinleri ve yeni gelenler için büyük bir sorun haline geldi. İstanbul’da kiralar geçen yıla oranla yüzde 50 oranında artmışken, bazı bölgelerde bu artış yüzde 100’e kadar çıkabiliyor. Bu durum, pek çok insanı mecburi çözümler aramaya yönlendiriyor. Bunlardan en ilginç olanı ise, yüksek kiralar yüzünden botlarda yaşamaya başlayan 'modern göçebeler'...
İstanbul'un tarihi dokusunu ve kültürel zenginliğini yansıtan Boğaziçi ve Haliç'te, sadece turistik tekne turları değil, aynı zamanda yaşam alanları da giderek artıyor. 40 bin lirayı bulan aylık kiralarla, insanların geleneksel konutlarda yaşamayı sürdürmesi giderek zor hale geliyor. Bu noktada, bir grup insan alternatif hedefler aramaya başladı ve seçenekler içinde yüzer yaşam alanları öne çıktı. Denizle iç içe bir yaşam hayali kuran modern göçebeler, botlarında kurdukları düzen ile hem ekonomik hem de özgürlük dolu bir yaşam sürmenin yollarını arıyorlar.
Botlarda yaşamak, birçok insan için alışılmışın dışında bir hayat tarzı olarak görülebilir. Ancak bu yaşamı seçenler, bunun sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir tercih olduğunu vurguluyorlar. Yüzen evler, genellikle küçük fakat işlevsel düzenlemeler içeren tasarımlarla donatılıyor. Birçok kişi, bot yaşamının sunduğu kıyı şehirleri, doğal güzellikler ve denizle olan bağlantı gibi avantajları göz önünde bulundurarak bu tercihi yapıyor.
Küresel ekonomik dalgalanmalar, pandeminin etkileri ve artan enflasyon, İstanbul'daki konut piyasasını etkileyerek yüksek kiralara yol açtı. Artık İstanbul'da uygun fiyatlı bir konut bulmak neredeyse imkansız hale gelirken, gelir düzeyinin sabit kaldığı veya düştüğü durumlarda, insanlar farklı çözümler aramaya başlıyor. Bu tür çözümlerden biri de botlarda yaşamak... Botlar, kiralamak isteyenler kadar alan sahipleri için de farklı bir gelir kapısı açıyor. Özellikle yaz aylarında turistik bölgelerde bot kiralamak, insanların ilgisini çekerken, kışın ise kalıcı olarak yaşamak için tercih edilen bir alternatif haline geldi.
Modern göçebeler, botlarda yaşarken basit bir yaşam tarzını benimsemekle birlikte, aynı zamanda toplumsal normları da sorguluyorlar. Birçok kişi, kendi konfor alanlarını oluşturmanın yanı sıra, sürdürülebilir yaşam ve ekolojik denge gibi konulara da daha fazla önem veriyorlar. Örneğin, enerji tüketiminde tasarruf sağlamak veya yeniden kullanılabilir kaynaklar kullanmak gibi felsefeleri benimsiyorlar.
Sonuç olarak, yüksek kiralar İstanbul'da insanların yaşam biçimlerini ve alışkanlıklarını köklü bir şekilde değiştiriyor. Modern göçebeler olarak adlandırılan bu grup, botlarda yaşamayı bir yaşam tarzı haline getirirken, aynı zamanda şehirdeki toplumsal ve ekonomik yapının dönüşümüne de tanıklık ediyorlar. Yüksek kiralar nedeniyle geleneksel konutların dışına çıkan bu insanlar, yeni yaşam alanları arayışlarını sürdürürken, hem denizle hem de özgür bir yaşamla ilişkilerini güçlendiriyor. İstanbul'un boğazında yükselen bu yüzer yaşam alanları, gelecekte kent hayatını nasıl şekillendirecek? Bu sorunun yanıtı, modern göçebelerin yarattığı bu yeni yaşam biçiminin kabulü ve toplumda ne kadar yer bulacağına bağlı olarak değişecek.