Türkiye'nin iç kesimlerinde etkili olan yoğun yağışlar, Konya ve Ankara illerinde büyük bir sel felaketine yol açtı. 12 Ekim 2023 tarihinde başlayan yağışlar, birkaç gün içerisinde her iki şehirde de hayatı olumsuz etkiledi. Özellikle Konya'nın merkez ilçelerinde ani su baskınları meydana gelirken, başkent Ankara'da da birçok mahallede su seviyeleri yükseldi. Sel felaketi sonucunda birçok olumsuz durum ortaya çıktı. Can kayıpları, maddi hasarlar ve ekolojik tahribat ön plana çıkan başlıca sorunlar arasındaydı.
Uzmanlar, bu tür doğal afetlerin yaşanmasında iklim değişikliğinin etkisine dikkat çekiyor. Son yıllarda, mevsimsel yağışların düzensizleşmesi ve ani sıcaklık değişiklikleri, yerel hava koşullarında ani değişimlere neden oluyor. Konya ve Ankara'da meydana gelen sel felaketi, bu durumu gözler önüne serdi. Aşırı yağışlar sonucu oluşan su birikintileri, yolların kapanmasına ve alt geçitlerin dolmasına yol açtı. Çok sayıda araç da sel sularında mahsur kaldı. Devletin acil durum ekipleri, hızlı bir şekilde harekete geçerek, mahsur kalan vatandaşları kurtarma çalışmalarına başladı.
Ayrıca, bölgedeki tarım arazilerinin büyük bir bölümünün su altında kalması, gıda güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Üreticiler, özellikle buğday ve sebze ekim alanlarında büyük zararlar yaşadı. Uzmanlar, bu tür sel olaylarının önlenmesi için acil önlemler alınması gerektiğine dikkat çekiyor. Altyapının güçlendirilmesi, dere yataklarının ıslah edilmesi ve şehirlerin yeşil alanlarının artırılması gibi uzun vadeli çözümler öneriler arasında yer alıyor.
Felaketten etkilenen vatandaşlar, sosyal medyada deneyimlerini paylaşarak, yardım çağrısında bulundular. Ankara'da ve Konya'da yaşayan pek çok insan, komşuluk ilişkilerini ön plana çıkararak, yardıma ihtiyaç duyanlara destek olmaya çalıştı. Gıda, giyecek ve ihtiyaç malzemeleri temin ederek, selden etkilenen bölgelere ulaştırdılar. Yerel sivil toplum kuruluşları ve gönüllü gruplar da bu dayanışmaya katkıda bulunarak, dükkanlarda toplanan yardımları selden etkilenenlere ulaştırmak için seferber oldular.
Devlet yetkilileri, sel felaketi sonrası oluşturulan kriz masasında durum değerlendirmesi yaparak, acil önlemler ve yapısal değişiklikler üzerinde durdu. Çeşitli yardım kampanyaları başlatıldı ve gerekirse ulusal yardım çağrılarında bulunulacağı duyuruldu. Tüm bu çabaların yanında, felaketin neden olduğu zararların telafisi için kamu ve özel sektör iş birliği ile çalışmalara başlandığı bildirildi.
Sonuç olarak, Konya ve Ankara'da yaşanan sel felaketi, hem kısa vadede hem de uzun vadede şehirlerin yapısal ve sosyal düzlemde büyük bir sınavdan geçtiği bir olay oldu. Doğanın bu sert yüzü karşısında insan dayanışması ve birlikte hareket etme ruhu ise, bu tür durumlarla daha etkin bir şekilde başa çıkmanın önemini bir kez daha gösterdi. Gelecekte bu tür doğal afetlerin etkilerini en aza indirmek için alınacak önlemler, hem devlet hem de bireyler açısından hayati önem taşıyor. Sel hasarının ardından, tüm Türkiye’nin yaralarını sarmak için el birliği ile çalışmaya devam edilmelidir.