Samsun'un karanlık bir köşesinde meydana gelen olay, bir ailenin parçalanmasına ve toplumun derin bir şok yaşamasına neden oldu. Genç bir öğretmen olan Yeliz K. ve 16 yaşındaki kızı Zeynep K. arasındaki sıradışı olay, polis ve mahkeme sürecinde yeni bir boyut kazandı. Yeliz K., kızını boynunu kırarak öldürdüğü iddiasıyla karşı karşıya kalırken, intihar süsü vermeye çalışması, olayı daha da karmaşık hale getirdi.
07 Ekim 2023 tarihinde, Samsun'un Atakum ilçesinde yaşanan bu korkunç olay, mahallede büyük bir infiale neden oldu. İlk öğrencilere göre Yeliz K., bir süre önce depresyon belirtileri göstermeye başlamıştı. Ancak kimse, bu ruh halinin bunca dramatik bir sonuca yol açacağını tahmin edememişti. Olayın yaşandığı gün, Yeliz K.'nın kızı Zeynep'in evde yalnız olduğu, annesinin de işten döndüğünde çok sinirli olduğu bildirildi.
Görgü tanıklarının ifadelerine göre, Yeliz K., evin içinde bir tartışma sonrası kızı Zeynep'i boğazından yakaladı. Durum giderek kötüleşti ve Yeliz K., kızının boynunu kırarak hayatını sona erdirdi. Ardından, olayın intihar süsü verilmesi için Zeynep'in eline bir not bırakıldı ve sözü edilen notta, genç kızın hayatına son vermek istediği iddia edildi.
Olayın duyulmasının ardından, mahallede korku ve çaresizlik hâkim oldu. İnsanlar, Yeliz K.’nın neden böyle bir eylemde bulunduğunu anlamaya çalışırken, akıllarda birçok soru işareti belirdi. Süregelen ruhsal sorunlarının yanı sıra, aile içindeki iletişimsizlik, toplumun dikkatini çeken faktörlerden biri oldu. Olayın üzerinden geçen günler içinde, yerel halk, gençlerin yaşadığı zorluklara ve ailelerin çocuklarına olan yaklaşım tarzlarına dair düşünmeye başladı.
Uzmanlar, özellikle anne ve baba ilişkilerinin sağlıklı şekilde devam etmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Eğitimciler ve psikologlar, ailelerin bu tarz durumlarda ruhsal sağlığı etkileyen faktörlere dikkat etmesi gerektiğini vurguluyor. Olayın ardından gerçekleştirilen seminerler ve toplumsal dayanışma etkinlikleri, benzer olayların önlenmesi adına önemli adımlar olarak kaydedildi.
Yeliz K., polis tarafından kısa sürede gözaltına alındı ve ifadesinde, “Çok üzgünüm, ama artık yavaş yavaş alışmaya başladım. Tek başıma kalmak istemiyor, kızıma bir tür kurtuluş sunmaya çalıştım” şeklinde açıklamalarda bulundu. Bu ifadeler, olayın nedenleri ve sonuçları hakkında tartışmaların daha da derinleşmesine yol açtı. Toplum, cinayet ve intiharın iç içe geçtiği bu olayda, başka kederlerle yüzleşmeye başladı.
Bununla birlikte, uzmanlar, Zeynep K.'nın yaşamı hakkında farklı açılardan bilgi toplamaya ve aile içindeki dinamikleri analiz etmeye başladılar. Anne-babalık konusunda daha fazla bilinçlenme gerektiği görüşü de, toplumun diğer kesimlerinde yankı buldu. Eğitimciler, gençlerin psikolojik dayanıklılıklarını artırmalarına yardımcı olmak için ayrıca çeşitli programlar geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Bu tür programlarla beraber, aile içindeki iletişimin arttırılması hedefleniyor.
Sonuç olarak, Samsun'da yaşanan bu trajik olay, sadece bir ailenin değil, bir toplumun da derin yaralar almasına neden oldu. Anne ve kızı arasındaki iletişim eksikliği ve ruhsal sorunlar, bu tür olayların önlenmesi adına alınacak tedbirlerin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yaşanan bu olayın ardından, toplum olarak daha fazla dayanışma ve anlayış içinde olmamız gerektiği net bir şekilde ortaya kondu.
Samsun'daki bu olay, insanlara sadece bir trajedi değil, aynı zamanda boşlukların ve iletişimsizliğin neticesini gösteren bir ders niteliği taşıyor. Toplumdaki bireylerin, özellikle de ailelerde duygu ve düşüncelerini açık bir şekilde ifade etme cesaretine sahip olmaları, benzer durumların yaşanmaması adına kritik bir öneme sahip. Şimdi gözler, olayla ilgili soruşturmanın nasıl ilerleyeceğine çevrilmiş durumda.