Son günlerde Türkiye'nin ulaşım politikaları üzerine pek çok tartışma sürerken, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Binali Yıldırım Bayraktar, kamuoyunu bilgilendiren önemli bir açıklamada bulundu. Bayraktar, yeni projelerinin finansmanında hibe modeline yönelmeyeceklerini belirterek, “Hibe değil, ticaret!” ifadesiyle dikkatleri üzerine çekti. Bu söylem, özellikle kamu-özel iş birliği projeleri ve yatırım stratejileri konusunda yeni bir dönemin habercisi olma özelliği taşıyor.
Bakan Bayraktar'ın vurguladığı ticaret modeli, devletin projeleri gerçekleştirmek için özel sektörü daha aktif bir şekilde sürece dahil etmesini gerektiriyor. Bu modelle birlikte özel sektör, altyapı projelerine yatırım yaparak hem kâr elde edecek hem de kamu hizmetlerinden yararlanabileceği fırsatlar yaratacak. Ulaşım projelerinde bu yaklaşımın önemi büyük; zira devletin sınırlı bütçeleri düşünüldüğünde, özel yatırımcıların desteği yalnızca mali yükleri hafifletmekle kalmayacak, aynı zamanda projelerin daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesine de olanak sağlayacak.
Ticaret modelinin en büyük avantajlarından biri, devletin yükümlülüklerinden kurtulması. Projeler, özel sektör tarafından finanse edildiğinden, kamu bütçesi üzerindeki baskı azalacak. Örnek vermek gerekirse, dünyanın çeşitli ülkelerinde uygulanan başarılı kamu-özel iş birliği projeleri, Türkiye'de de benzer şekilde hayata geçirilebilir. Örneğin, hızlı tren projeleri veya otoyol inşaatları gibi büyük ölçekli altyapı projeleri, özel sektör şirketleri tarafından geliştirildiğinde daha yenilikçi çözümlerle birlikte gelme potansiyeline sahip. Bu durum, hem verimliliği artıracak hem de ülkenin genel ulaşım altyapısının güçlenmesine katkı sunacaktır.
Bakan Bayraktar, gerçekleştirdikleri projelerin hibe ile değil, karşılıklı fayda sağlayacak ticaret anlayışıyla yürütüleceğini vurguladı. Yani, yatırımcıların yalnızca devletin bütçesinden hibe almak için beklemeden, aynı zamanda kendi kârlılıklarını da göz önünde bulundurarak projelerde yer alacaklarını belirtti. Bu yeni yaklaşım, Türkiye'nin ekonomik kalkınma hedefleriyle de örtüşüyor. Yenilikçi ve sürdürülebilir projeler hayata geçirerek, dış yatırımcıların da Türkiye’ye olan ilgisini arttırmak hedefleniyor.
Bakan Bayraktar’ın bu açıklamaları, Türkiye'nin ulusal ulaşım stratejilerinin geleceği açısından büyük bir öneme sahip. Kamu hizmetlerinin sürdürülmesinde devlete düşen yükümlülüklerin büyük bir kısmının özel sektöre devredilmesi düşüncesi, ülke genelinde yatırım ikliminin iyileşmesini sağlarken, aynı zamanda ekonomik büyümeyi de destekleyecek. Kriz dönemlerinde dahi özel sektörün güçlü yapısı, projelerin aksamadan sürdürülmesine yardımcı olabilecektir.
Sonuç olarak, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Binali Yıldırım Bayraktar’ın "Hibe değil, ticaret!" vurgusu, Türkiye’nin ulaştırma politikalarında önemli bir dönüşüm yaşanacağına işaret ediyor. Hibe ile sınırlı kalmadan öngörülebilir bir ekonomik model oluşturmak, Türkiye’yi daha rekabetçi ve cazip bir yatırım merkezi haline getirme hedefini destekleyecek. Önümüzdeki dönemde bu modelin nasıl uygulanacağı ve sonuçlarının ne olacağı ise büyük bir merak konusu. Gelişmeleri takip etmekte fayda var.